free of

  1. -sız/-siz, -den muaf/masun/âri
    . free from worry: endişesiz.
    free of taxes: vergisiz, vergiden
    muaf.
    free from criticism: eleştirmeden masun.
    free from care: bakım istemeyen.
    free from pain: ağrısız.
    free from noise: gürültüsüz.
    free of error: yanlışsız, hatasız.
sıyrılmak Verb
belirtilmiş rizikolar sonucu oluşan hasardan sorumlu olmayacağı hususunda kesin ifade
sigortacının
avarya sız
her türlü avaryadan muaf
(faa) bütün avaryalar hariç
avaryasız
zapt ve müsadere hariç
zapt-ü müsadere klozu (haciz konulamıyacağına dair hüküm
müsadere ve hacizden muafiyet klozu (savaşta deniz sigorta poliçesine konan , sigortacı sorumluluğunu sınırlayan kloz
: bedava, ücretsiz, parasız, meccani.
bedelsiz olarak Adverb
muvazaadan ârî Adjective, Law
komisyon suz
komisyonsuz
serbest rekabet
bedelsiz
masrafsız
masrafsız
gümrük vergisiz
hasarsız
borçsuz
kesintisiz
gümrük vergisinden muaf
gümrüksüz
ihracat vergisiz
hatasız
masrafsız
masrafsız
navlunsuz
navlunsuz ve gümrüksüz
navlun suz ve gümrüksüz
içi dışı bir
buzları çözülmüş
gelir vergisinden muaf
(adj) tamam
ipoteksiz
nakliyat sigortasında sigortacıların müşterek avarya dışında kısmi hasardan sorumlu olmama durumu
sigorta edilen rizikolardan özel avaryaların kaldırılması şartı
ücretsiz
posta ücretsiz
önyargısız
pürüzsüz
sorunsuz
kira sız
kirasız
tehlikesiz
tortusuz
vergilerden muaf
sıra beklemeden
(sıkıntıdan vb.) kurtarmak, (ihtiyacı) gidermek/bertaraf etmek, (sıkıntıyı/üzüntüyü) hafifletmek.
to
free someone from anxiety/from hunger.
seçim arifesi baskısından kurtulmuş olmak Verb
hayallere kapılmamak Verb
birinin evine girip çıkabilmek Verb
limandan çıkmak Verb
bir yere girişi serbest olmak Verb
bir yere giriş serbest olmak Verb
ücretsiz teslim
bedelsiz teslim
ücretsiz olmak Verb
gümrük ödemeden geçmek Verb
gümrüksüz mallar Noun
gümrüksüz ithal etmek Verb
bir şeyi gümrüksüz ithal etmek Verb
bedelsiz ithalat
faizsiz borç vermek Verb
faizsiz para ödünç vermek Verb
birine hemşerilik hakkı vermek Verb
ipoteksiz mülkiyet iktisap etmek Verb
ipoteksiz mülkiyeti iktisap etmek Verb
her türlü avarya hariç taahhüt edilmiştir
serbest düşme ivmesi Noun, Physics
yerçekimi ivmesi Noun, Physics
Teşhis Veya Tedavi Amacıyla Hastaneler ve Diğer Tıbbi Kurumlarda Ücretsiz Olarak Ödünç Kullanılmak Üzere
Tıbbi, Cerrahi ve Laboratuvar Ekipmanlarının Gümrüksüz Olarak Geçici İthaline Dair Anlaşma
Noun, International Law
söz özgürlüğünün savunucusu
Menşe Kuralları ve Serbest Ticaret Anlaşmaları Dairesi Noun, Organizations
Tarım ve Serbest Ticaret Anlaşmaları (I) Dairesi Noun, Organizations
AKÇT ve Serbest Ticaret Anlaşmaları (III) Dairesi Noun, Organizations
Euromed ve Serbest Ticaret Anlaşmaları (V) Dairesi Noun, Organizations
Serbest Bölgeler Uygulama ve Değerlendirme Dairesi Noun, Organizations
Serbest Bölgeler Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
Serbest Bölge Müdürlükleri Noun, Organizations
bir borçluyu borçlarından kurtarmak Verb
mülk üzerindeki ipoteği kaldırmak Verb
bir gayri menkul üzerindeki ipotek veya başka yükleri kaldırmak Verb
bir mülk üzerindeki ipoteği kaldırmak Verb
bağımsız iradenin serbestçe kullanılması
ibadet özgürlüğü Noun, Religion-Faith
malların serbest dolaşımı
temizlemek, (yolu vb.) açmak.
gümrüksüz mal ithal lii
gümrüksüz mal ithali
serbest hareket özgürlüğü
(AT) sermayenin serbest hareketi Noun
sermayenin serbest hareketi Noun
sermayenin serbest dolaşımı
malların serbest dolaşımı
emeğin serbest dolaşımı
kişilerin serbest dolaşımı
hizmet ve sermayenin serbest hareketi Noun
hizmetlerin serbest dolaşımı Noun, International Law
işçilerin serbest dolaşımı Noun, International Law
birini bir yükten kurtarmak Verb
serbest mal ticareti
örgütlenme ve ifade özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Proper Name, Organizations
çalışma hürriyetinıkısıtlamak Verb
dinin görevlerini serbestçe yerine getirmeyi önlemek Verb
Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederasyonu
Özgürlükler Ülkesi Noun
kendi serbest irademle
kendi iradeleri doğrultusunda Adverb
serbest ticaret standardını yükseltmek Verb
sınırlardan serbest geçiş hakkı
serbest giriş hakkı
risksiz yatırım getirisi oranı (devlet tahvili yatırım oranı
serbest ticaret taraftarları Noun
söz hürriyeti hakkının ihlali